Übersetzungen für „düşmek“ im Türkisch » Deutsch-Wörterbuch

I . düşmek <-er> VERB intr

1. düşmek:

düşmek -den -e

fallen von etw auf etw

düşmek -den -e

abfallen von etw auf etw

düşmek -den -e

herab-/hinunterfallen von etw auf etw

2. düşmek:

düşmek

stürzen

3. düşmek (Temperatur, Preise):

düşmek

fallen

düşmek

sinken

4. düşmek (Flugzeug):

düşmek

abstürzen

5. düşmek (Blitz, Geschoss):

düşmek -e

einschlagen in etw

6. düşmek (Gelegenheit):

düşmek

sich bieten

7. düşmek fam:

düşmek -e

landen in etw

8. düşmek (sozial):

düşmek

herunterkommen

9. düşmek:

düşmek

verarmen

10. düşmek (Pflicht, Aufgabe):

düşmek -e

zukommen auf jdn

11. düşmek:

düşmek

angebracht sein

düşmek -e

passen zu etw

12. düşmek (sehr lieben):

düşmek -e/-in üstüne

verfallen sein jdm

hasta/yorgun düşmek

krank/müde werden

birinin arkasına düşmek

hinter jdm her sein

II . düşmek <-er> VERB intr (subtrahieren)

düşmek -i -den

abziehen etw von etw

Beispielsätze für düşmek

formdan düşmek

aus der Übung kommen

uygun düşmek

angebracht sein

ümitsizliğe düşmek

verzweifeln

maktul düşmek

ermordet werden

cumbada(na)k düşmek -e

plumpsen in akk

takatsız düşmek

entkräftet sein

gevşekliğe düşmek

in Apathie verfallen

gözden düşmek fam

unten durch sein

sefalete düşmek

verelenden (sozial)

suya düşmek ayn.zam. übtr

ins Wasser fallen

öne düşmek

vorangehen

itibardan düşmek

an Ansehen verlieren

takattan düşmek

übermüdet sein

tehlikeye düşmek

in Gefahr geraten

zayıf düşmek

schwach werden

mecalsiz düşmek

einen Schwächeanfall haben

dubaraya düşmek f

reinfallen

vehme düşmek

Bedenken haben

darasını düşmek -in

Verpackungsgewicht abziehen

Einsprachige Beispiele (nicht von der PONS Redaktion geprüft)

Türkisch

Bu nedenle, açılmış bir paraşüt olmadan atmosferden düşmek, veyahut uçan bir araçtan, serbest düşüş olarak değerlendirilir.

tr.wikipedia.org

Dayak yemek, düşmek, ıslanmak, şaşırmak, komik hareketler yapmak palyaçoların doğasında vardır, sıradan olaylardır.

tr.wikipedia.org

Havadan ve yerden gelen titreşimlerle algıladıkları avlarını, peşine düşmek yerine, sabırlı bir şekilde pusuda bekleyerek avlarlar.

tr.wikipedia.org

Morrison, ailesinin bu durum karşısında çaresiz hissetmek ya da ümitsizliğe düşmek yerine, ev sahibine gülerek tepki gösterdiklerini belirtmiştir.

tr.wikipedia.org

Yardımcı fiiller, "hayrete düşmek" gibi deyimleşmiş bileşik fiillerle ve "uçup gitmek" gibi ikili bileşik fiillerle karıştırılmamalıdır.

tr.wikipedia.org

Onun düşmek üzere olduğunu söyler ve son raunt başlar.

tr.wikipedia.org